İş kazaları, çalışan sağlığı açısından olduğu kadar işverenin hukuki sorumlulukları açısından da ciddi sonuçlar doğurabilecek olaylardır. Herhangi bir iş kazası meydana geldiğinde, bu olayın hem Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) açısından hem de tazminat hukukuna göre çeşitli yansımaları bulunmaktadır. Bu yazıda, özellikle iş kazası sonrası işverenin hukuki sorumluluğu hangi kanun kapsamında değerlendirilir sorusuna net ve detaylı cevaplar sunacağız.
İş Kazası Ne Anlama Gelir?
İş kazası, çalışanların iş yerinde veya işverenin verdiği görev sırasında geçirdiği, bedensel ya da ruhsal zarar doğuran olaydır. Bu tanım, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesi kapsamında yapılır. Kanuna göre aşağıdaki durumlar iş kazası sayılır:
- İş yerinde gerçekleşen her türlü kaza
- İşverenin talimatı doğrultusunda dış görevdeyken yaşanan olaylar
- İşe gidiş-geliş sırasında işverence sağlanan taşıtlarda meydana gelen trafik kazaları
- Emzirme izni kullanan kadın işçilerin bu esnada yaşadığı kazalar
Bu hallerin varlığı halinde işverenin çeşitli yükümlülükleri doğar.
İşverenin Sorumluluğu Hangi Kanuna Dayanır?
İş kazası sonrası işverenin hukuki sorumluluğu, öncelikli olarak 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na dayanmaktadır. Bu kanun, işverenin işyerinde sağlık ve güvenlik tedbirlerini alma zorunluluğunu açıkça belirtir. Buna göre işveren;
- Risk değerlendirmesi yapmalı
- Koruyucu donanımları sağlamalı
- Çalışanlara iş güvenliği eğitimi vermeli
- Denetim ve gözetim görevini yerine getirmelidir
Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ve iş kazasına sebebiyet verilmesi durumunda, işveren hem idari hem de cezai sorumlulukla karşı karşıya kalabilir.
İş Kazası Bildirimi ve 5510 Sayılı Kanun
5510 sayılı Kanun, iş kazasının SGK’ya en geç üç iş günü içinde bildirilmesini zorunlu kılar. Bildirim yapılmadığı takdirde işverene idari para cezası uygulanır. Ayrıca ileride doğabilecek tazminat süreçlerinde bu eksiklik, işverenin aleyhine değerlendirilir.
Bildirim, e-sigorta sistemi üzerinden ya da ilgili Sosyal Güvenlik Merkezine doğrudan veya posta yoluyla yapılabilir. Kazaya dair tutanak, tanık beyanları ve sağlık raporları gibi belgelerin SGK’ya sunulması gerekir.
İş Kazası Tutanağı ve Raporun Önemi
İş kazasının belgelenmesi sürecinde işverenin ilk yükümlülüğü, ayrıntılı bir iş kazası tutanağı hazırlamaktır. Bu tutanakta şu bilgiler yer almalıdır:
- Kazanın tarihi ve saati
- Olayın gerçekleştiği yer
- Tanıkların beyanları
- Olayın nasıl meydana geldiğine dair açıklamalar
Bunun yanı sıra çalışanın tedavi gördüğü sağlık kuruluşundan alınan iş kazası raporu, SGK ve adli süreçlerde belirleyici rol oynar. Bu raporda “iş kazası” ibaresi açıkça bulunmalıdır.
İşverenin Kusur Durumu ve Tazminat Sorumluluğu
İş kazası gerçekleştiğinde, işverenin kusur oranı önemli hale gelir. Mahkemelerce yapılan değerlendirmede;
- Koruyucu önlemlerin alınmaması
- Eğitim eksiklikleri
- Gözetim ihlalleri
gibi unsurlar işverenin kusurlu olup olmadığını belirler. İşverenin tam kusurlu bulunması durumunda, SGK tarafından yapılan ödemeler işverenden rücu edilir ve ayrıca maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kalır.
İş Kazası Tazminat Türleri
İş kazası sonucu çalışan ya da ailesi tarafından talep edilebilecek tazminatlar ikiye ayrılır:
- Maddi tazminat: Gelir kaybı, tedavi masrafları, sürekli iş göremezlik gibi zararlardır.
- Manevi tazminat: Fiziksel ya da psikolojik olarak yaşanan acı ve ıstırap karşılığıdır.
Tazminat hesaplaması yapılırken çalışanın yaşı, maaşı, maluliyet oranı ve kusur oranı gibi unsurlar dikkate alınır.
İSG Denetimi ve İdari Yaptırımlar
İş kazasının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri veya İSG uzmanları denetim yapabilir. Bu denetimde;
- İş güvenliği eğitimi verilmiş mi?
- Risk analizleri yapılmış mı?
- Donanım eksikliği var mı?
soruları incelenir. Eksiklik tespit edilirse işverene idari para cezası verilir. Ağır ihlallerde ise işyerinin kapatılması veya faaliyetin durdurulması da mümkündür.
Arabuluculuk Zorunluluğu ve Sürecin İşleyişi
2018 yılından itibaren iş kazasına bağlı olarak açılacak tazminat davalarında arabuluculuk süreci zorunlu hale getirilmiştir. Tarafların önce arabulucuya başvurması gerekir. Uzlaşma sağlanamaması halinde dava açılabilir. Arabuluculuk sonucunda varılan anlaşma, mahkeme kararı hükmünde olup doğrudan icra edilebilir.
Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
İş kazası sonrası açılabilecek tazminat davaları için zamanaşımı süresi genellikle 10 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak kazanın aynı zamanda ceza yargılamasına konu olması halinde, zamanaşımı süresi daha uzun olabilir. Bu nedenle hukuki süreçlerin vakit kaybetmeden başlatılması önemlidir.